Almanya Dresden Gezisinden Kısa Bir Video Görüntüsü


Almanya Dresden Gezisi

Video görüntüleri serimizin yeni videosu Almanya Dresden gezimden kısa bir kesit.

İyi seyirler!

Beş yaşındayken, büyüdüğünüzde ne olmak istiyordunuz?


Günlük yazma konuları
Beş yaşındayken, büyüdüğünüzde ne olmak istiyordunuz?

5 yaşındayken Radyo programcısı, tiyatrocu ve şarkıcı olmak istiyordum.

Küçükken radyonun içerisindeki sesler dikkatimi çekiyordu. Radyocu olma hayalleri kuruyordum.

Sesim güzel olmasa da şarkı söylemekten hiç bir zaman vazgeçmedim.

Hatta bir keresinde 90 lı yıllarda meşhur olan sadece misafir geldiğinde kullanılan o soğuk salonlarda elime annemin fırçasını alıp Tarkan’ın taklidni yaparken yakalanmıştım. Annem o günden sonra Rafet El Roman’ın o dönem meşhur şapkasını bile almıştı bana 🙂

Bakınız o meşhur şapka aşağıdaki görselde yer alıyor 🙂

Tiyatrocu olmak, küçükken çok fazla taklit yapardım. Hatta gittiğimiz misafirliklerde bu durum çok dikkat çekerdi. Bayılma taklitleri o dönem televizyonlarda yayında olan komedi programlarından kaptığım taklitler v.s.

İlkokulda tiyatro kolunda bile görev almıştım. Halen bile tiyatrocu veya oyuncu ol diyen arkadaşlarımda mevcut.

Küçükken en çok bu 3 meslek dikkatimi çekmişti.

Kalın sağlıcakla..

Uğurcan BAL..

Aldığınız en iyi iltifat neydi?


Aldığınız en iyi iltifat neydi?

Eski iş yerimde müdür beyin biz senden razıyız. Bize çok şey kattın emeklerin için sana teşekkür ederiz demesidir.

Devletin kurumunda 4 seneye yakın emek verip çok iyi işler yapıp, büyük devrimlere imza atmıştım. Devletimizin sağlık süreçlerini iyileştirmek için elimden geleni yaptım. Manuel giden tüm süreçleri elimden geldiğince arkamda büyük bir ekiple birlikte, sistemsel hale getirdik. Sonra görevimi bitirirken biz senden razıyı cümlesi benim için en büyük iltifattı. Bu beni hayatım boyunca gururlandıracaktır.

Bu işleri başarırken, kulağımda tek bir söz çınlıyordu. O da ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır!” cümlesiydi. Günün sonunda bu cümle bana güzel bir iltifat almamı sağladı. İyi işler, büyük devrimler yapmaktan hiç bir zaman vazgeçmeyin …

Kalın sağlıcakla …

Uğurcan BAL.

18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi Kutlu Olsun !


Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Bu zafer ile birlikte tüm dünyaya Çanakkale geçilmez diyerek, düşmana korku dosta güven veren atalarımızla gurur duyuyoruz.

Onların bu ülke için yaptığı fedakarlıkları hiç bir zaman unutmayacağız. Ve bunları yeni nesillere aktaracağız.

Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun!

18.03.2024

Uğurcan BAL

Şehirlerarası seyahate çıkıyorsunuz. Uçak, tren, otobüs, araba veya bisiklet?


Günlük yazma konuları
Şehirlerarası seyahate çıkıyorsunuz. Uçak, tren, otobüs, araba veya bisiklet?

Cevap : Doğu Ekspresi Tren yolculuğu ile Şehirlerarası Seyahat Yapmak..

Sevgili takipçilerim merhaba,

Yakın çevrem çok iyi bilir. İstanbul Halkalı’dan Kars ilimize doğu ekspresi ile özellikle yataklı vagonla seyahat etmeyi çok istiyorum. Ölmeden önce yapmak istediğim şeyler listesinde bu konu.

Trenle o kartpostallık görüntüleri yattığım yerden izlemek iyi gelirdi. Yanıp sönen renkli ışıklar eşliğinde, ayağımda kalın çorap cama vuran kar ve yağmur damlaları hayali bile çok güzel..

Yurtdışından bile başvuru yapıldığı için hem yer bulunamadığından hem de fahiş fiyatlardan dolayı bu yolculuğu malesef bir türlü yapamadım.

Erzurum durağında bir Cağ Kebabı yemek güzel olurdu. Kars son durakta inip 1-2 gün kalıp Kars’ın tarihi ve turstik yerlerini gezip bir Kars kazı yemek iyi gelirdi.

Tren seyahatinde trenin çıkardığı ses eşliğinde uyuyup hayallere dalmak isterdim. İleride bu gezimle ilgili deneyimleri blogumda paylaşmak isterim. Umarım bu isteğimi gerçekleştirebilirim.

Kalın Sağlıcakla ..

Uğurcan BAL..

100 yaşıma bir mektup !


Günlük yazma konuları
100 yaşındaki halinize bir mektup yazın.

O yaşayan bir efsane, o yaşayan bir dinazor ! 🙂

Senin yaşıtların önden önden gitti sen çivi çaktın bu dünyaya be Uğurcan.

Sahi sen bunca elem keder ve strese nasıl 100 yaşını gördün şaştım doğrusu.

İçindeki çocukta yaşlanmıştır artık öyle değil mi? Halen seni rahatsız ediyor mu? Bak bu sorularımın cevabını bekliyorum unutma. Yakın gözlüğünü tak öyle oku ve cavep ver bana mutlaka olur mu ?

Ben annem babam gibi 50’li yaşlarda ölürüm demiştin maşallah 100 yaşını görmüşsün halen şoklar içindeyim. Bunca özleme hasrete nasıl dayandın bir anlatsana..

Bu iğrenç, bu berbat dünyaya 100 yıl katlanmakta büyük bir başarı gerçekten güçlü bir insansın sen, yine seninle gurur duydum…

Emekli de olmuşsundur şimdi.. Nasıl emekli maaşın yetiyor mu? Yine başında belini büken belalar var mı? İnşallah 100. yaşın huzurlu ve sakindir.

İnşallah sevdiğin gönül verdiğin bir kadına aşık olup, evlenip bir yuva kurabilmişsindir.

Sana 32. yaşından sevgiler, saygılar. Ellerinden öperim nice 100. yaşlara ..

Dünyanın gözü önünde “Filistin!”


Diliniz, dininiz, ten renginiz ne olursa olsun, Gazze’de yaşanan vahşete üzülmüyorsanız insanlığınızı sorgulamalısınız. Bu vahşet sadece Müslümanların kanayan bir yarası değil, tüm insanlığın utancıdır.

İnsan onurunu ayaklar altına alan türde işkence görüntüleri, iki aylık bebeklerin açlıktan ölmesi gibi görüntüler tüm insanlığın yüreğini dağlamalıdır. Dinlere, dillere bölünmüş olsak da sonuç olarak hepimiz insanız. Neyi paylaşamıyoruz. Bu kin bu öfke bu nefret neyin nesi ..

Birbirimizi öldürürsek yaşatmazsak kime kalacak bu dünya ..

Tüm dünya halkları bu zulümde taraf tutmamalı tek tarafımız insan canı, insanın yaşaması ve varlığı olmalıdır.

Gazze’de yaşanan kıyıma artık dur demenin zamanı gelmedi mi? Eline kim silah alıp insan canına kıyıyorsa o canidir.

Ey dünya halkları zulme ortak olmayın, zulme seyirci kalmayın.

Benim insanımın başına gelmiyorsa sorun yok demeyin. Geçen sene hepimiz kızmadık mı? Ukrayna savaşında batılı gazeteciler burada ölen insanlar bizim gibi sarı saçlı , beyaz tenli onlar bizim gibi giyiniyor ne fena demelerine … Ölen her yerde insan, ölen her yerde can hepsi çok değerli hepsi bizim insanız dili dini inancı fark etmez..

Gazze’de ölen insanlıktır, barış ve özgürlük ayaklar altına alınıyor. Tüm canlılar adil ve özgür bir şekilde yaşamalı kimse bombalar altında hayatta kalma ve sevdiklerini kaybetme korkusuyla yaşamamalı ..

Özgür Filistin, Özgür Dünya, ve sonuna kadar BARIŞ ! içinde bir dünya umuduyla…

Hayat devam ediyor ?


Günlük yazma konuları
Bir kelimeyi tamamen yasaklayabilecek olsaydınız, bu hangi kelime olurdu? Neden?

Bu 3 kelimeyi yasaklasam güzel olur. Yakınını, sevdiğini kaybetmiş insanlara bu 3 kelime ile anlamsız bir cümle kurmamış olurduk.

Annemi ve babamı kaybettiğim dönemlerde insanlar en çok bu kelimelerle gereksiz bir cümle kurarlardı. Sanki gerçekten hayat devam ediyordu da bu saçma cümleyi kuruyordunuz. Dünyası yıkılmış bir insana kurulacak en saçma cümle. Belki telkin etmeye çalışıyorsunuz ama olmuyor içi boş anlamsız bir cümle ..

Dünyanız yıkılmışken hayatın devam etmesi çok umrunuzda mıdır? Yaşamadan anlaşılmayan acılar vardır. İnsanı teselli etmek için iyi niyetle kurulsa da bu cümle canınız acırken hiç bir şey sizi avutamaz, o can yangınında bazı kelimeler sizi sinir edebilir. Belki de o dönemde bu 3 kelime beni öylesine sinir etti ki lügattan bile yasaklamak istedim.

Bu nedenle hayat devam ediyor benim için yasaklı kelimelerdir ..

Uğurcan BAL..

Babama Mektubum …


Sevgili Babama,

Bugün gidişinin 5 . günü hava biraz yağmurlu ve soğuk üzülme ben üşümüyorum. Sadece yokluğun üşütüyor beni ….

Hatırlar mısın bilmem küçükken berbere gitmekten çok korkardım sen beni pastalarla çikolatalarla kandırır getirirdin ne masum ve mutlu zamanlardı o yıllar. Her düştüğümde elimden tutan birinin olması mutlu ediyordu beni, seninle servise çıkardık benim çişim gelirdi söylemezdim kızarırdım sen anlardın kızardın bana arabayı durdurup yol kenarında çişimi yaptırırdın. Ne utanırdım ben servis de ki abiler ablalar bana bakardı başımı okşardı . Ne kadar güzel bir şey bir çocuk için babasıyla işe çıkmak, bana bu mutluluğu yaşattığın için sana çok teşekkür ederim babam..

Her sınıfı geçtiğimde karnemi alır notlarımı yorumlardın biraz düşük not görünce uzun uzun başlardın öğütler vermeye sıkılırdım ama benim iyiliğimi başarımı istediğini bilirdim sevinirdim içten içe..

Araba yıkarken ıslatırdın beni küser eve giderdim şimdi o günler geliyor aklıma küstüğüm için kendime nasıl kızıyorum bilemezsin …

Şımarmayayım diye sevgini söylemezdin kızardım sana ama artık kızmıyorum bizi bırakıp giderken sevdiğini defalarca söyledin halbuki söylemesen de bizleri ne kadar çok sevdiğini biliyordum. Öyle olmasa son anında bile kirayı düşünmezdin.

Sen babanı kaybettiğinde çok büyüktün baba ne kadar üzüldüğünü biliyorum ama ben senden daha küçük yaşta kaybettim babamı biliyorum Allah dan geldik yine Allaha gideceğiz buna inanmasaydım nasıl avuturdum kendimi…

Sana söz vermiştim baba artık sen çalışmayacaktın dinlenecektin ben çalışıp sana bakacaktım,  çalışma sırası bendeydi ama olmadı. Dinleneceksin artık yorulmayacaksın biliyorum ama sana bakamayacağım o acıtıyor içimi …

En zoru da ne biliyor musun seni kendi ellerimle koydum o kara toprağa yapamam diyordum yaptım o an yüce yaradan nasıl güç verdi bana bilemiyorum …

Her gün uyurken rabbime dua ediyorum bugün bana seni göstersin diye … Hasretin ne kadar zor babam…

Annenin de dediği gibi sen hiç yıkılmazdın çok güçlüydün…  O öyle dedi ama sen yıkılmadın ki bir gün hepimiz yıkılacağız bu yalan dünya da, ebediyete gittin babam yalan dünya da olan bizleriz sen gerçek dünyadasın orada çok mutlu ol ve dinlen yorma kendini ….

Sevgilerimle seni çok seven oğlun ….