Umut


Umut

Bir ışık gibi doğar ufuktan,
Karanlık gecede açar bir kapı,
Kaybolmuş gönüllere gelir usulca,
Bir umut ki, vazgeçilmez sıcacık bir sarı.

Rüzgar ne kadar sert eserse essin,
Kırılan dallar yeniden yeşerir,
Bir tohum gibi düşer toprağa,
Bekler sessizce, zamanı gelince filizlenir.

Umut, yüreğin fısıldadığı sessiz bir şarkı,
Yolun sonunda bekleyen gizli bahar,
Yıkılsa da dünya, düştüğünde kalkmayı bilen,
Bir umuttur insanı yarına bağlayan.

Gözler kapanırsa bir an,
Güneş doğar yeniden,
Her gece son bulur sabahla,
Umut, hep yeni bir başlangıçta.

Uğurcan BAL

Dünyanın gözü önünde “Filistin!”


Diliniz, dininiz, ten renginiz ne olursa olsun, Gazze’de yaşanan vahşete üzülmüyorsanız insanlığınızı sorgulamalısınız. Bu vahşet sadece Müslümanların kanayan bir yarası değil, tüm insanlığın utancıdır.

İnsan onurunu ayaklar altına alan türde işkence görüntüleri, iki aylık bebeklerin açlıktan ölmesi gibi görüntüler tüm insanlığın yüreğini dağlamalıdır. Dinlere, dillere bölünmüş olsak da sonuç olarak hepimiz insanız. Neyi paylaşamıyoruz. Bu kin bu öfke bu nefret neyin nesi ..

Birbirimizi öldürürsek yaşatmazsak kime kalacak bu dünya ..

Tüm dünya halkları bu zulümde taraf tutmamalı tek tarafımız insan canı, insanın yaşaması ve varlığı olmalıdır.

Gazze’de yaşanan kıyıma artık dur demenin zamanı gelmedi mi? Eline kim silah alıp insan canına kıyıyorsa o canidir.

Ey dünya halkları zulme ortak olmayın, zulme seyirci kalmayın.

Benim insanımın başına gelmiyorsa sorun yok demeyin. Geçen sene hepimiz kızmadık mı? Ukrayna savaşında batılı gazeteciler burada ölen insanlar bizim gibi sarı saçlı , beyaz tenli onlar bizim gibi giyiniyor ne fena demelerine … Ölen her yerde insan, ölen her yerde can hepsi çok değerli hepsi bizim insanız dili dini inancı fark etmez..

Gazze’de ölen insanlıktır, barış ve özgürlük ayaklar altına alınıyor. Tüm canlılar adil ve özgür bir şekilde yaşamalı kimse bombalar altında hayatta kalma ve sevdiklerini kaybetme korkusuyla yaşamamalı ..

Özgür Filistin, Özgür Dünya, ve sonuna kadar BARIŞ ! içinde bir dünya umuduyla…

Yine çay içtim Baba! Yine sen yoksun !


Yine akşam vakitleri, ocakta demleniyor çayım..

Dumanı tütüyor çaydanlığımın,hasrete demleniyor çayım özleme sevdalanıyor..

Bana göre çay; huzur demek, aile demek, güven demek sen demek BABA ..

Yine çay içtim baba, yine özleme sarıldım, hayallere tutundum..

Yine çay içtim hem senin yokluğunun hem annemin yokluluğunun şerefine..

Orada da çay içiyor musun baba? Annem demli çay içme derdi hep sana …

Demli çay ve sigarayı ne çok severdin..

Şimdi orada annemde yanında mutlusun dimi ben acılar içindeyken, hasretlerle savaşırken..

Birinizin yokluğu sarmışken sokaklarımı, ikinizin yokluğuna alışmak için kıvranıyor caddelerim..

Her yudumda seninle sohbet ediyorum, çayı görünce sana olan özlemim hafifliyor baba..

Çayın kokusunu içime çekince sanki sen evdeymiş sin sanki hiç gitmemişsin gibi hissediyorum..

Çayın kokusu bana ayrı bir güven veriyor..

Çayın kokusu bana çınar ağacının gölgesinde bir soluk aldığımı hissettiriyor..

Çayın kokusu bana; yarım kalan hayalleri, tamamlanmış cümleleri, boynu bükük gülleri hatırlatıyor..

Yine çay içtim Baba! Yine sen yoktun ! Efkarlandım gittim en sevdiğin şarkıyı açtım ..

Kömür gözlüm sende sevda ne arar ?