Dünya Barışı


Dünya Barışı

Gökyüzünde kuşlar süzülür özgürce,
Renkler dans eder barışın gölgesinde.
Ne savaşın sesi, ne acının izleri,
Birleşir insanlık, umutlu gözleri.

Kardeşçe el ele, tüm sınırlar silinir,
Sevgiyle dolar dünya, her kalp dinlenir.
Çocuklar gülerken, barışın melodisi,
Sarar dört bir yanı, sevginin nağmesi.

Topraklar yeşerir, su berrak akar,
Güneş doğar her gün, umutla bakar.
Ne ayrılık kalır, ne de kırık kalpler,
Barışta birleşir tüm dünya, tüm yerler.

Bir damla sevgiyle başlar her hikâye,
Dostlukla büyür, koca bir dünyaya.
Barışın türküsü dillerde yankılanır,
Dünya bir olur, sevgiyle aydınlanır.

Uğurcan BAL

Ön Yargılı İnsanlara Seslenişim ..


Yabancı blogger arkadaşlarımın ülkemle ve kültürümle ilgili paylaşımlarının altındaki yorumları ve bazı paylaşımlarını okurken hayret ediyorum.

Bu yorumlara masumca bizi açıklamak adına cevap verirken, verdiğim cevapları engelleyen hoşgorülü, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı duyan batılı arkadaşlarıma da ayrıca sevgilerimi iletiyorum.

Bu yazımı kötü düşünceli ve ön yargılı insanlar için paylaşıyorum. Yazarken yazıp yazıp sildiğim kelimeler var. Cümlelerimde asla hakaret olmayacak bu bize yakışmaz.

İstanbul’da ve ülkem genelinde olan kedi sevgisini paylaşan yabancı bir bloggerın paylaşımının altına böyle şiddet dolu yerlerde bu paylaşım çok ilginç yazan arkadaşa sesleniyorum. Biz şiddet bağımlısı bir millet değiliz. İşte bu yorumun insanları tanımadan ön yargılı davrandığını gösteriyor. Her memlekette kötü insan vardır. Kötü bir insanın hatasını tüm topluma yıkıp oralar şiddetin olduğu coğrafyalar demek ne kadar doğru ?

Neyse sizi asla başkasının sesine,rengine saygı duymayan ve sevgisiz kalbinizle baş başa bırakıyorum. Biz ne desek ne etsek sizler o berbat ön yargılarınızdan kurtulmayacaksınız.

Saygılarımla…

Barış dolu günlere hasretle ..


Dünyamız ateş içinde cayır cayır yanıyor,

Dünya’nın en kötü zamanlarına denk gelmiş gibi hissediyorum.

Güçlü olan zayıfı ezip paramparça ediyor.

Dünya farklılıklara, farklı dillere ve dinlere saygı duymuyor.

Oturup konuşmak, anlaşmak yerine savaşla çözüm arıyor..

Değerlerinden uzaklaşan dünya ilkel zamanlardaki gibi savaşla çözüm arıyor..

Sevgi nerede ?

Barış nerede ?

Öldürülen bizden olmayınca sorun olmuyor mu?

Dili dini ne olursa olsun öldürülen bir insan bir can..

Öldürülen bir annenin çocuğu, annelere babalara evlat acısı yaşatmak doğru mu ?

Öldürmek için değil yaşatmak için savaşalım.

Tüm dünya halkları, son sesimiz barış diye bağıralım barışı koruyalım !

ENG VERSİON :

Our world is burning in flames,

I feel like we have come across the worst times of the world.

The strong crush and tear the weak to pieces.

The world does not respect differences, different languages ​​and religions.

Instead of sitting down and talking, reaching an agreement, it is looking for a solution with war..

The world that has drifted away from its values ​​is looking for a solution with war like in primitive times..

Where is love?

Where is peace?

Isn’t it a problem when the one who is killed is not from us?

A person killed is a life, regardless of their language or religion..

Is it right to make mothers and fathers suffer the pain of losing a child, the child of a murdered mother?

Let’s fight not to kill, but to keep alive.

Let’s shout peace with our last voice to all the people of the world, let’s protect the peace!

UĞURCAN BAL

Bana Barışın Resmini Çizebilir misin Abidin ?


Nazım Hikmet, Saman Sarısı adlı şiirinde Abidin Dino’ya bana mutluluğun resmini çizebilir misin ? Diyordu. İşte bende bundan esinlenerek bu soruyu sormak istedim.

Bana Barışın Resmini Çizebilir misin Abidin ?

Dün gece aldığımız haberlere göre, Refah kentine çadırlarda yaşayan insanların üzerine yine bombalar yağdı. İnsanlığın bittiği noktadayız. Dünya sessizce bir toplumun katledilmesini izliyor.

Barış için ne kadar insanın ne kadar çocuğun, annenin ölmesi gerekiyor ?

Üzgünüm bu lanet Dünya’da, Abidin hiç bir zaman barışın resmini çizemeyecek. Biz insanlar olarak faşist duygularla yaşadığımız sürece, farklı renklere, farklı düşüncelere saygı duyup korumadığımız sürece insanlığımızı kaybetmeye devam edeceğiz.

Bu yer yüzünde, bu güzel mas mavi gök yüzünün altında insanlık defalarca ölecek..

Bir avuç çaresiz insanın üzerine topla, füzeyle geliyorlar. Bu adalet mi ?

İnsanlığımız battı bu kimseyi üzmüyor mu? Gözümüzün önünde insanları katlediyorlar kimse bu durumdan rahatsız olmuyor mu? Hangi çağda yaşıyoruz, bu nasıl bir düzen ?

Tek umudum bu savaşın bir an önce son bulması. Coğrafyamız tam bir ateş çemberi ..

Lütfen farklılıklarımıza rağmen BARIŞA UMUT OLUN !

Ne kadar sert olsa da “DALGALAR” ..


Sevdiğim bir şarkıdan alıntı;

  • Ne kadar sert olsa dalgalar kayalara çarpıp geri döner ..

Kara günler de böyledir, ne kadar sert olsa da çarpıp vursa da sonunda bitecektir.

Büyüklerin dediği gibi her gecenin arkası sabahtır, aydınlıktır.

En karanlık gününü hatırla arkasından güneş açmadı mı?

Ne kadar uzun sürse de karanlıklar ne kadar boğsa da seni bu süreç, elbet bir gün biter.

Elbet bir gün geçer.

Her olumsuzluğun seni güçlü bir insan yaptığını unutma. Bir dur bir nefes al ..

Her şey üstüne gelip seni daralttığında gökyüzüne bak, uçsuz bucaksız o maviye.. O maviye seni rahatlatmıyor mu? Seni rahatlatacak ne ise onu yap, kendine değer ver, saygı duy..

Seni kurtaracak tek kişinin sen olduğunu unutma..

Unutma sen değerlisin …

Uğurcan BAL

Savaşın kaybedenleri üzerine …


2022 yılının ilk çeyreğindeyken Korona virüs hastalığı yetmezmiş gibi Ukrayna-Rusya savaşına tanık olduk.

Rusya güvenliğini tehdit ediyor gerekçesiyle NATO’ya üye olmaya çalışan Ukrayna’ya savaş ilan etti. Milyonlarca insan Avrupa sınırlarına akın ederek mülteci durumuna düştü. Ukrayna ne NATO’dan ne de Avrupa birliğinden Rusya’ya yapılan yaptırımlar dışında beklediği yardımı göremedi.

  • Ukrayna, Rusya karşısında ciddi bir direniş sergiliyor. Ne acıdır ki , kardeş olan halklar birbiriyle savaşıyor. Burada kazananlar maalesef silah tüccarları.

Peki bu savaşın kaybedenleri kim ?

  • Kaybedenler sığınaklara korkuyla saklanan çocuklar, kadınlar, gençler ve masum halklar.
  • Annesi tarafından eline numara yazılarak Slovakya sınırına abisinin çalıştığı ülkeye gönderilen 11 yaşındaki Ukraynalı çocuk..
  • Polis babasının kaskına vuran küçük çocuk, o yaşında babasını bir daha göremeyeceği korkusuyla babasının kaskına vuruyor.
  • Ömrümün yarısı sovyetle geçti, bir daha sovyete teslim olacağıma ölürüm diyen insanlar.
  • Evi bombalarla vurulan hamile anne, bir gün sonra kendisiyle birlikte bebeğini de kaybettiğimizi öğrendik.

Suriye’yi , Afganistan’ı ve diğer savaş altındaki Müslüman coğrafyalardaki savaşa ölen insanlara acımayan Avrupalı spikerleri Ukrayna savaşında haber sunarken ne kadar cağ dışı cümlelerle konuştuklarını gördük.

-Burası ne Afganistan ne de Suriye burası Avrupa’nın göbeği olan yer Ukrayna bu insanların kıyafetleri bizimle aynı … gibi saçma sapan sözlerle haber sunan Avrupalı faşist spikerleri insanlık adına üzülerek izledik. Ölen Müslüman olunca susan görmeyen dünya…

Rusya Ukrayna’ya girerken halkın elinde çiçeklerle Rus askerlerini karşılayacağını sanıyordu. Fakat bir daha Sovyet’e teslim olmayacağız diyen kararlı ülkesi için direnen insanlar gördük.

İslam Coğrafyalarına temennim…

Ukrayna’daki bu direniş yıllardır bir istikrar bulunmayan sürekli savaş halinde olan İslam coğrafyalarındaki haklara bir örnek olmalı. Unutmayın ! -Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez. diyen bir öndere sahibiz. Darısı savaşlardan inim inim inleyen Müslüman halkların başına…

Sonuç olarak ; emperyalist düşüncelere hizmet eden silah şirketleri Dünya barışını tehdit ederek savaşlar çıkarırken kaybeden masum halklardır. Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir. Bütün Dünya halklarına kardeşçe ve sulh içinde yaşayacakları bir Dünya diliyorum. Ve soruyorum neyi paylaşamıyoruz?