Sıkılan parmak kaldırsın ?


Hayat bazen istediğimiz gibi gitmez. Mutluluğumuz kursağımızda kalır. Nefes almakta güçlük çektiğimiz ya da nefes alıp hayattan tat almadığımız günler olabilir.

Uzun süredir devam eden bitmeyen bir kış mevsimi içerisinde olduğunuzu hissediyor musunuz? Ben hissediyorum. Kısa süreli güneşli havalar görüp arkasından fırtınalı rüzgarlı puslu havalarla devam eden sancılı bir yaşam ne kadar kaliteli olabilir ?

Yaşadığımız uzun süreli sorunlar bizi iç dünyamıza itip, dışarı açılmamıza izin vermiyor. Hani diyorlar ya hayatta hep tatlı yemek olmaz, birazda acı yemeliyiz. İşte bizi bu sözle avutuyorlar. Çünkü acı daha ağır basıyor gibi hissediyorum. Arada tatlılar şöyle bir gösterip hızlıca akıp gidiyor.

Özellikle son 3-4 yıldır covid ve öncesiyle başlayan sıkıcı bir dönemden geçiyor gibi hissediyorum.. Hayattan tat alabiliyor muyuz sizce ? Herkeste şu kıyamet bir kopsa da yolumuza baksak, bizi bir salında kurtulalım gibi söylemler var.

Hayatın bu yıllarda devam eden çetin kış dönemi hiç bitmeyecekmiş o baharı arkasından gelen yazı hiç göremeyecekmişiz gibi hissediyorum. Bu kısa süreli mutlulukları insanlara güzel şeyleri paylaşmaya bağlıyorum. Güzel olanı içimizde saklayarak yaşamak gerek. Çünkü insanlara dışarıdan davulun sesi hoş geliyor, iki mutlu hikaye paylaşımını hayat size güzel olarak algılayıp nazar değdiriyorlar gibi hissediyorum. Neyse bunlar benim kişisel görüşüm.

Size güneşli güzel günler dilerim. Ama ben sıkıldım o yüzden el kaldırıyorum. Kalın sağlıcakla…

Uğurcan BAL.

Bahar Bayramı “Nevruz” Kutlu Olsun..


Nevruz Avrasya halklarının ortak bayramıdır.

Nevruz siyasi bölüşme, ayrışma bayramı değildir.

Nevruz bizim için Ergenekon’dan çıkış günümüzdür, kutlu olsun !

Nevruz baharın gelişini, doğanın uyanışını kutladığımız bir bayramdır..

Nevruz kültürümüzün rengidir, tadıdır, zenginliğidir..

Nevruz baharın güzelliğinin kutlanmasıdır.

Nevruz bize baharı, barışı, huzuru, bereketi müjdeler …

Nevruz birliğin, beraberliğin, özgürlüğün ve dayanışmanın günüdür.

Ateşin üzerinden coşkuyla atlamanız dileğiyle.. Baharın gelişi kutlu olsun !

Hoş geldin Ya Şehr-i Ramazan !


Ramazan gelince insan farklı bir atmosfer içine giriyor. O atmosfer, o koku insana sarılıyor adeta ..

Ramazan bir huzur bir bereket ayı..

Eskiden Ramazanlarda kalabalık sofraların başında toplanırdık. Şimdi git gide yalnızlaştı sofralar…

Ramazan ayların sultanıdır, birleştireni huzur verenidir..

Bu sene Ramazan bize baharla birlikte geldi …

Ramazan bizler için büyük zenginliktir..

Ramazan pidesinin kokusu, lezzeti sarar soflarımızı ..

Sabahın erken saatlerinde yapılan sahurun keyfi, tutulan orucu açmak için yapılan iftar ve sonrasında çöken ağırlık ..

Ramazanda kılınan teravih namazı bütün bunlar Ramazan’ın tadı ve lezzetidir…

Hevesiniz kaçtıysa, kafanızda binlerce soru işareti varsa ???


Neden hep hevesim kursağımda kalır benim ? Neden bana mutlu olmak haramdır ? İki yüzüm gülünce hayat bana güzel, mükemmel mi sanırsınız ?

Her iyi haberim kötü bir olayla sekteye uğrar. Hiç bir zaman tam anlamıyla yaşayamam mutluluğu. Hep bir eksik hep bir sıkıntıyla geçer mutluluğum…

Bazen sorarım kendime neden bu eksiklik, neden mutluluğu tam anlamıyla doruklarına kadar yaşamıyorum.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) nazar için dua yazmış o da nazara çözüm bulmak için uğraşmış.. Acaba diyorum ki bu eksik mutluluğumun sebebi insanların nazarları mı? Yaşadığım mutlu haberi paylaşmadan içimde mi yaşamalıyım ? İnsan mutluluğu paylaşmadan nasıl içinde yaşayabilir ?

Birine sevinçli bir haber paylaştığınızda neden buna karşın insanlar ama şurası böyle burası şöyle değil mi gibi olumsuz ifade kullanır? Kıskandıkları için mi?

Sorulara vereceğim cevaplarım çok karışık veya cevabını dile getirmeye çekindiğim cümleler var. Bu yazıları hevesi kaçmış duygularla yazdım. Kusura bakmayın kalın sağlıcakla …

Depremi Unutma !


11 ilimizi vuran büyük güneydoğu depremini ve zor durumda olan vatandaşlarımızı unutmamak için bir önceki yazımda ara ara bu yazı serilerimize devam edeceğimizi belirtmiştim.

Ne yazık ki depremin vurduğu illerimizi bir de sel felaketi vurdu. İnsanlar iyice zor durumda kaldı. Onlara daha çok destek ve yardım gitmeli. Uzun bir süre onları unutmadan bu yaraları sarmaya özen göstermeliyiz.

Yaşanan bu felaketler bizi uyarıyor. Depreme, sele, doğal felaketlere dayanıklı kentler yapmadığımızı söylüyor bize bu felaketler. Plansız ve kuralsız yapılan bu kentleşmenin bedelini binlerce insanımızın canıyla ödüyoruz. Daha ne kadar bu şekilde bedel ödemeye devam edeceğiz ? Milletçe topyekun daha çok bilinçlenmemiz lazım. Kaçak yapı yaparak bizi yönetenlerden af istememeliyiz. Kurallar, kanunlar herkes için eşit olmalı. Kent kurarken en basitinden bir ev yaparken bilime başvurmalıyız. Bilim bize burada yerleşim kurulmaz, havalimanı yapılmaz diyorsa buna uymaktan başka seçenek olmamalı…

Kadere inanıyoruz fakat başımıza gelen her olumsuz olay nasılsa kader diye oturup önlem almamak büyük kusurdur. Böyle yaparak insanları ölüme itmiş oluruz bu da büyük vebaldir.

Halen çadırlarda yaşayan yağmur yağdıkça tedirgin olan binlerce insanımız var. Bu konuda devlet tüm imkanları ile yerelden merkeze tüm taraflarıyla halkımıza konteyner kentler kurmalıdır. En büyük sorun barınma sorunudur. Bunu unutmayarak tüm güçler seferber edilmelidir.

Deprem felaketini unutmayalım, unutturmayalım !!! Saygılarımla …

Çanakkale Zaferi’nin 108. Yılı


Kutlu ve şanlı zaferimizin 108. yılı bugün. 108 yıl önce ülkemizin tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla cihana karşı büyük bir zafer kazandık. Bir olursak neleri başarabileceğimizi tüm cihana gösterdik. Tüm sömürülen halklara bir ışık oldu bu zafer!

Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Bu zaferle halkı kurtuluşa bir adım daha yaklaştıran başkomutan ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK sana, fikirlerine ve cumhuriyetine gönülden bağlıyız.

Bu Zaferi anarken Seyit Onbaşıya da yer vermemek olmaz. Ağırlığı çok yüksek olan top mermilerini kundağa yerleştirerek savaşın gidişatını büyük ölçüde değiştiren koca yürekli adam seni saygı ve rahmetle anıyoruz ..

Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Bu savaşın unutulmaması gereken bir yönü de dedelerimizin atalarımızın fedakarlıkları;

– Askerlerin yemek menüsü yarım somun ekmek ve üzüm hoşafı,

– Nenelerimizin çocukların kundaklarında cepheye yalın ayak silah taşıması

– 15 lilerin cepheye koşması ve sayamadığım bir çok fedakarlık bunlar unutulmamalı. Atalarımız ülkeyi düşmana teslim etmemek için büyük fedakarlıklarla canla başla çalıştı. O yüzden bu ülke asla kaderine terk edilemez. Bayrağı her zaman en yükseğe daha ileriye taşımalıyız.

Nice 108. yıllara ! Çanakkale Zaferimiz kutlu olsun.

Kalbimizi yakan Büyük Deprem FELAKETİ …


UNUTMAYALIM !!! UNUTTURMAYALIM !!

06 Şubat 2023 ülkemiz için en karanlık gece, 11 ilimizde büyük bir deprem felaketinin yaşandığı gün. Yaşanan bu deprem felaketini 85 milyon kalbimizde hissettik.

Milletçe böyle günlerde sergilenen dayanışma ve yardımlaşma ruhu dünyanın hiç bir yerinde yok, bununla gurur duyuyorum. Fakat böyle felaketleri zaman geçtikçe seri bir şekilde unutup ders çıkarmamız da oldukça üzücüdür.

Ülkemize gelen uluslararası yardım ve destekler için çok teşekkür ederiz. Kardeş Türk ülkelerinden komşumuz Yunanistan’a kadar gelen tüm destek bizim için çok değerliydi. Depremin ilk günlerinde Yunan devlet televizyonunda Şevval Sam’ın meşhur şarkısı “Ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim” eşliğinde yayın yapılması hepimizi mutlu etti. İki halkın geleceğine yönelik ilişkilerinden umutluyum. Umarım barış ve kardeşlik hüküm sürecek…

Maalesef geçtiğimiz günlerde siyasette yaşanan deprem Büyük Güneydoğu Deprem felaketinin önüne geçti. 11 ili kapsayan yaklaşık 15 milyon vatandaşımızı etkileyen bu felaketi atlatmak uzun süremizi alacak. Para toplamak yaraları sarmaya çalışsa da gideni geri getirmeyecek. Evet hayat devam ediyor fakat eksiklerle acılarla devam ediyor.

Annemi Babamı toprağa koymuş bir birey olarak bu acıdan sonra hayat maalesef büyük eksiklerle devam ediyor. Para sadece kanayan yaranın acısını hafifletiyor ama o yara iyileşmiyor kabuk bağlıyor sadece.

11 ilimizde binlerce ev yıkıldı. Binlerce ocak söndü. Hatay ilimiz en büyük yarayı alan illerden biri oldu. Nereye dokunsan hangi taşı kaldırsan farklı bir acı çıkıyor. Bunların toparlanması zaman alacak. Halen ölü sayımız yükseliyor. Binlerce insan kayıplarını arıyor. Bunca acı varken bu felaketi unutmamalı ve unutturmamalıyız..

Uzun uzun cümleler kurup sizleri sıkmak istemem, ara ara bu deprem felaketi için yazılar yazmaya devam edeceğim kalın sağlıcakla…