Beş yaşındayken, büyüdüğünüzde ne olmak istiyordunuz?


Günlük yazma konuları
Beş yaşındayken, büyüdüğünüzde ne olmak istiyordunuz?

5 yaşındayken Radyo programcısı, tiyatrocu ve şarkıcı olmak istiyordum.

Küçükken radyonun içerisindeki sesler dikkatimi çekiyordu. Radyocu olma hayalleri kuruyordum.

Sesim güzel olmasa da şarkı söylemekten hiç bir zaman vazgeçmedim.

Hatta bir keresinde 90 lı yıllarda meşhur olan sadece misafir geldiğinde kullanılan o soğuk salonlarda elime annemin fırçasını alıp Tarkan’ın taklidni yaparken yakalanmıştım. Annem o günden sonra Rafet El Roman’ın o dönem meşhur şapkasını bile almıştı bana 🙂

Bakınız o meşhur şapka aşağıdaki görselde yer alıyor 🙂

Tiyatrocu olmak, küçükken çok fazla taklit yapardım. Hatta gittiğimiz misafirliklerde bu durum çok dikkat çekerdi. Bayılma taklitleri o dönem televizyonlarda yayında olan komedi programlarından kaptığım taklitler v.s.

İlkokulda tiyatro kolunda bile görev almıştım. Halen bile tiyatrocu veya oyuncu ol diyen arkadaşlarımda mevcut.

Küçükken en çok bu 3 meslek dikkatimi çekmişti.

Kalın sağlıcakla..

Uğurcan BAL..

Anneye özlem …


Anneye duyulan özlem, insanın yaşamı boyunca sıkça hissedebileceği bir duygudur. Anneler, sevgi, şefkat ve güvenin sembolüdürler ve onların yokluğu özellikle özlenen bir duygu olabilir. Annenin yokluğu, bazen uzakta olması, bazen de aramızdan ayrılmış olmasıyla ilişkilendirilir.

Anneler, hayatımızdaki en değerli ve özel kişilerden biridir. Onların sevgisi ve öğretileri, bizim için çok değerlidir ve onları özlediğimizde bu duygu doğaldır. Annenin sıcaklığı, desteği ve anlayışı, yaşamın zorluklarıyla başa çıkmamıza yardımcı olabilir.

Annelerin özlenmesi, onların sevgi dolu hatıralarını ve öğretilerini hatırlamak için bir fırsat olabilir. Onların bize kattığı değerleri yaşamımızın her anında hatırlamak, onların varlığını hissetmek için bir yoldur. Annenizi özlediğinizde, onun sevgi dolu hatıralarını yaşatmak ve onun öğretilerini hayatınıza uygulamak, onunla olan bağınızı canlı tutmanın bir yolu olabilir.