Babama Mektubum …


Sevgili Babama,

Bugün gidişinin 5 . günü hava biraz yağmurlu ve soğuk üzülme ben üşümüyorum. Sadece yokluğun üşütüyor beni ….

Hatırlar mısın bilmem küçükken berbere gitmekten çok korkardım sen beni pastalarla çikolatalarla kandırır getirirdin ne masum ve mutlu zamanlardı o yıllar. Her düştüğümde elimden tutan birinin olması mutlu ediyordu beni, seninle servise çıkardık benim çişim gelirdi söylemezdim kızarırdım sen anlardın kızardın bana arabayı durdurup yol kenarında çişimi yaptırırdın. Ne utanırdım ben servis de ki abiler ablalar bana bakardı başımı okşardı . Ne kadar güzel bir şey bir çocuk için babasıyla işe çıkmak, bana bu mutluluğu yaşattığın için sana çok teşekkür ederim babam..

Her sınıfı geçtiğimde karnemi alır notlarımı yorumlardın biraz düşük not görünce uzun uzun başlardın öğütler vermeye sıkılırdım ama benim iyiliğimi başarımı istediğini bilirdim sevinirdim içten içe..

Araba yıkarken ıslatırdın beni küser eve giderdim şimdi o günler geliyor aklıma küstüğüm için kendime nasıl kızıyorum bilemezsin …

Şımarmayayım diye sevgini söylemezdin kızardım sana ama artık kızmıyorum bizi bırakıp giderken sevdiğini defalarca söyledin halbuki söylemesen de bizleri ne kadar çok sevdiğini biliyordum. Öyle olmasa son anında bile kirayı düşünmezdin.

Sen babanı kaybettiğinde çok büyüktün baba ne kadar üzüldüğünü biliyorum ama ben senden daha küçük yaşta kaybettim babamı biliyorum Allah dan geldik yine Allaha gideceğiz buna inanmasaydım nasıl avuturdum kendimi…

Sana söz vermiştim baba artık sen çalışmayacaktın dinlenecektin ben çalışıp sana bakacaktım,  çalışma sırası bendeydi ama olmadı. Dinleneceksin artık yorulmayacaksın biliyorum ama sana bakamayacağım o acıtıyor içimi …

En zoru da ne biliyor musun seni kendi ellerimle koydum o kara toprağa yapamam diyordum yaptım o an yüce yaradan nasıl güç verdi bana bilemiyorum …

Her gün uyurken rabbime dua ediyorum bugün bana seni göstersin diye … Hasretin ne kadar zor babam…

Annenin de dediği gibi sen hiç yıkılmazdın çok güçlüydün…  O öyle dedi ama sen yıkılmadın ki bir gün hepimiz yıkılacağız bu yalan dünya da, ebediyete gittin babam yalan dünya da olan bizleriz sen gerçek dünyadasın orada çok mutlu ol ve dinlen yorma kendini ….

Sevgilerimle seni çok seven oğlun ….

Sevgi ölmez, Sevgi bitmez, Sevgi tükenmez …(SENİ SEVİYORUM BABA)


Uzun zaman oldu bloguma yazı yazmayalı… Bu yazıyı son aylarda yaşadığım acı dolu günleri anlatmak için yazıyorum..

Neyse gelelim konumuza;  babam ani bir şekilde hastalandı. Öncesinde mide ağrısı sebebiyle doktora gitti. Doktor midende hafif bir  yara var ilaç veririz geçer dedi. Üzerinden 1 yıl geçti babam bir gün fenalaştı ambulans geldi bir şeyin yok amca dediler gittiler ama babamın ağrıları geçmedi defalarca hastanelere gittik. En son evimizin yakınındaki büyük bir devlet hastanesine gittik. Büyük ve yeni yapılmış bir araştırma ve devlet hastanesi … Babamı saçma sapan şeylerle oyaladılar. En sonunda  “Pankreas Kanseri” olabilir dediler. Sonra başka bir devlet hastanesine gittik orada Pankreas Kanseri teşhisini koydular. O günden sonra acı dolu günler katlanarak çoğaldı. Pankreas Kanseri dediler çaresi yok dediler sinsi bir hastalık günden güne yayılır iyileşemez dediler onu dediler bunu dediler ciğerimizi yaktılar…

Sonra onu iyileştirmek için her yolu denedik. İnternetten araştırdık. Ünlü bir doktor bulduk özel bir hastaneye getirdik farklı bir kemoterapi uyguladık iyileşir diye. İnsülün tedavisi ve nokta vuruşlu ışın tedavisi 2 kere gördü  yaşasaydı 7 kez görecekti. Kısacası yaşamayacağı belliydi ama biz bir umut diye bu tedavileri uyguladık. ..

Tam bu sıralarda yeni bir işe başladım ama acılar yüzüne kendimi işe veremedim hatalar üstüne hatalar yaptım sonunda oradan çıktım çünkü babamın bana ve sevgime ihtiyacı vardı.

Babamın hastalığıyla birlikte ailemiz çoğalmaya başladı. Küs olanlar barıştı,  göremediğim akrabalarımı görmeye başladım. Hani derler ya her şerde bir hayır vardır işte bu da onlardan biriydi.  Hiç kimse babamın yerini doldurmayacak ama sahipsiz olmadığımı da hatırlatacak bana bu yüzden çok şanslıyım. İyi ki onlar var…

Bana Uğurcan evin reisi sensin ağlamayacaksın dik duracaksın dediler. İnsanlar için demek kolaydı ben canımın yarısını kendi ellerimle toprağa verdim bana erkeksin ağlamayacaksın ailenin reisisin dediler ağlamamak mümkün mü? Taş olsa taş çatlar bu acıya güzel gözlü temiz kalpli fedakar babamı koydum toprağa daha ötesi var mı bunun. Ölüm döşeğinde bile bizi düşünen  evin kirasını ödemem lazım diyen,  her defasında bize sevgisini söyleyen babamı kendi ellerimle koydum kara toprağa beni anca bilen anlar dik duracaksın demek kolay sen gel de bir içime sor nasıl yanıyor …

55 yaşında hayalleri olan artık dinlenmek isteyen babam yok artık.  Hayat hayal kurmak için çok kısaymış babam bana çok iyi bir ders verdin…

Ama yine de ayakta durmak zorundayım artık ağır bir yüküm var annem ve kız kardeşim için çabalamak ve çalışmak zorundayım. Genç yaşta büyük adam oldum artık yaşıtlarım aşk ve sevgilinin peşinden koşarken ben ekmek davamın peşinden koşacağım benim için aşk yok artık. Hoş üzülmüyorum ki zaten hiç olmamıştı bundan sonrada olmasa bir şey olmaz. Babamın bana emanetleri var onlara ihanet edemem.  Ben Uğurcan Bal aşk ve sevgili benim için yok artık benim için ailemin huzuru ve mutluluğu önemli bundan sonra onlar için yaşayacağım…

Senin kokunu ve sevgini hiç bir zaman unutmayacağım babam. Biliyorum sevgi bitmez sevgi tükenmez sevgi ölmez ölen sadece insanlardır… İnanıyorum ki ölüm bir son değil bir başlangıç dünyada ki vaktimiz dolunca sevdiklerimize kavuşacağız..