Bugün sizlere iş bulma serüvenimin ilk iş görüşmesini anlatacağım. .
Benim için bol heyecanlı ve ilginç bir iş görüşmesi oldu. Her şey bir kariyer sitesinde gördüğüm ilanla başladı. İlan da detay kısmında tecrübeli ya da tecrübesiz adaylar için yazıyordu. Aranan nitelikleri de kendimde yeterli gördüm ve başvurdum. 2 gün sonra beni aradılar ve görüşmeye davet ettiler. Arayan şirket bir eğitim kurumuydu. Giyindim kuşandım düştüm iş yerinin yollarına..
İş yerinden içeri girdiğimde ayaklarım yerden kesilmiş gibiydi oranın atmosferi adete büyüledi beni.. Neyse uzatmadan konuya geleyim. Benimle birlikte 3 kişi daha iş görüşmesine gelmişti. Onlar öğretmen adayıydı ve bir referans vasıtasıyla iş görüşmesine gelmişlerdi. Kısaca birinin ismini verdiler ve kapılar sonuna kadar açıldı.. Ben ise bir kariyer sitesi vasıtasıyla oradaydım bu bana mutluluk vermişti aslında kimsenin adı olmadan oradaydım. Kimsesiz uçmayı yeni öğrenen bir güvercin gibi oturdum ve görüşme yapacağım kişinin beni çağırmasını bekledim. Ve beklenen an geldi çağrıldım. Söze ilk iş görüşmem olduğu için çok heyecanlı olduğumdan bahsederek başladım. Sonra çay ve su ikram ettiler bana. Suyu ben istemiştim “Soğuk Su” . Görüşmeyi yapan kişi soğuk suyu şimdiden içeceksin dedi ve ben de gülümsedim. Görüşmeyi yapan kişi benden kendimi tanıtmamı istedi tanıttım. Bu sektördeki hayat hikayemden bahsettim. Programlamayla ilgili çeşitli sorular soruldu yarısına cevap verdim yarısına veremedim. Sonra bana 9 yıllık çalışanlarının yol mesafesinden dolayı işten ayrılmak zorunda kaldığını söylediler. Beni de onun yerine aradıklarını söylediler. Tabi bende kendime sordum 9 yıllık bir çalışana karşılık benim gibi yeni mezun çelimsiz birisinin burada ne işi var diye. Bana senin gibi elemanlara çok ihtiyacımız var ama imkanlar kısıtlı dendi. Yetiştirilmek üzere eleman aramıyoruz çünkü zaman ayıramayız dendi. Seni çok beğendik bu yüzden iletişimi koparmayalım dediler ve elime bir kart verip beni asansöre kadar uğurladılar. Uğurlarken bilgi işlem odasının kapısını açıp eğer işe alınmış olsaydın, çalışacağın masa şuydu dediler. Masa o odadaki herkesten üstün siyah renkli benim gibi yeni mezun birisine göre çok büyüktü. Kısacası bana İvana Sert gibi “Üzgünüm Bizimla Değılsın” dediler..
Bende cebimde umutlarımla verdim kendimi İstanbul’un yollarına ….