Giyilebilir Teknoloji: Sağlık ve Fitness Üzerindeki Etkileri


Giyilebilir teknoloji, özellikle sağlık ve fitness alanında son yıllarda büyük bir etkiye sahip olmuştur. Bu cihazlar, bireylerin sağlıklarını takip etmelerine, yaşam kalitelerini artırmalarına ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur. İşte bu teknolojilerin sağlık ve fitness üzerindeki bazı önemli etkileri:

1. Fiziksel Aktivite Takibi

Giyilebilir cihazlar (örneğin, akıllı saatler, fitness bileklikleri) adım sayısı, yakılan kalori, kat edilen mesafe gibi verileri izleyerek kullanıcıların günlük hareket düzeylerini takip eder. Bu cihazlar, kullanıcıları daha aktif bir yaşam tarzı benimsemeye teşvik eder ve fiziksel aktivitelerini optimize etmeye yardımcı olur.

2. Kalp Sağlığını İzleme

Birçok giyilebilir cihaz, kalp atış hızını sürekli izler ve düzensiz kalp ritmi gibi sorunları tespit edebilir. Kullanıcılar, kalp atış hızları ile ilgili anlık bildirimler alarak stres yönetimini iyileştirebilir veya ciddi sağlık sorunlarıyla ilgili erken uyarılar alabilirler.

3. Uyku Takibi ve Kalitesinin İyileştirilmesi

Giyilebilir teknolojiler, uyku düzenlerini izleyerek kullanıcıların ne kadar derin uyku aldıklarını, uyku sürelerini ve uyku kalitesini ölçer. Bu bilgiler, kullanıcıların uyku alışkanlıklarını iyileştirmelerine ve daha sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmalarına olanak tanır.

4. Kilo Kontrolü ve Diyet Yönetimi

Bazı giyilebilir cihazlar, kalori tüketimini ve yakılan enerjiyi takip ederek kilo verme veya kilo kontrolü hedeflerine ulaşmaya yardımcı olur. Ayrıca beslenme alışkanlıklarını izleyerek sağlıklı diyet planları yapmayı kolaylaştırabilirler.

5. Kan Şekeri ve Tansiyon Takibi

Gelişen teknoloji ile birlikte, bazı giyilebilir cihazlar kan şekeri ve kan basıncını izleme yeteneğine sahiptir. Diyabet hastaları ve hipertansiyon riski taşıyan bireyler, bu cihazlar sayesinde sürekli izleme yaparak sağlık durumlarını kontrol altında tutabilirler.

6. Mental Sağlık ve Stres Yönetimi

Giyilebilir cihazlar, stres seviyelerini ölçen sensörler içerir. Kullanıcıların stres düzeylerini anlayarak meditasyon ve nefes egzersizleri gibi rahatlama tekniklerini uygulamalarına yardımcı olur. Ayrıca, bu veriler mental sağlığın genel bir göstergesi olarak kullanılabilir.

7. Hedef Belirleme ve Motivasyon

Giyilebilir teknolojiler, kullanıcıların sağlık ve fitness hedefleri belirlemesini ve bu hedeflere ulaşma yolunda motivasyon sağlamasını kolaylaştırır. Günlük hedef bildirimleri, başarı rozetleri gibi özellikler, kullanıcıları hedeflerine ulaşma konusunda motive eder.

8. Rehabilitasyon ve Fizik Tedavi Destekleri

Giyilebilir teknolojiler, spor yaralanmaları ya da ameliyat sonrası fizik tedavi süreçlerinde de kullanılır. Hareket sensörleri ve izleyiciler sayesinde kullanıcılar rehabilitasyon süreçlerini evde bile sürdürebilirler ve sağlık profesyonelleriyle daha etkili bir şekilde iletişim kurabilirler.

9. Verilerin Sağlık Profesyonelleri ile Paylaşımı

Giyilebilir cihazlar, topladıkları sağlık verilerini kullanıcıların doktorlarıyla paylaşmalarına olanak tanır. Bu sayede doktorlar, hastalarının günlük sağlık verilerini anlık olarak izleyebilir ve daha kişiselleştirilmiş bir tedavi süreci sunabilirler.

Sonuç:

Giyilebilir teknoloji, bireylerin sağlıklarını ve fitness düzeylerini daha yakından izlemelerine yardımcı olurken, aynı zamanda daha bilinçli yaşam tarzı seçimleri yapmalarını da teşvik ediyor. Bu teknolojiler, sağlık hizmetlerini kişiselleştirme ve önleyici sağlık bakımına yönelik büyük bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Oracle Toad kullanırken, data grid’in kaybolması Sorunu


Oracle Toad kullanırken, data grid’in kaybolması gibi sorunlarla karşılaşmak can sıkıcı olabilir. Bu tür sorunların birkaç olası nedeni ve çözümü vardır:

Olası Nedenler ve Çözümler

  1. Ekran Yerleşimi ve Görünüm Sorunları
    • Çözüm: Toad’ın ekran yerleşimini sıfırlamak yardımcı olabilir. Toad’da “View” menüsünden “Reset Window Layout” seçeneğini kullanarak pencere yerleşimini sıfırlayabilirsiniz.
  2. TOAD Sürümü ve Güncellemeler
    • Çözüm: Toad’ın güncel bir sürümünü kullanmak önemlidir. Eski sürümler bazen bu tür sorunlara neden olabilir. Toad’ın en son güncellemelerini ve yamalarını yükleyin.
  3. Kullanıcı Ayarları ve Profili
    • Çözüm: Bazen kullanıcı profili veya ayarları bozulabilir. Yeni bir kullanıcı profili oluşturmayı deneyin veya mevcut kullanıcı ayarlarını sıfırlayın.
  4. Ekran Çözünürlüğü ve Monitör Ayarları
    • Çözüm: Ekran çözünürlüğü ve çoklu monitör kullanımı da data grid’in görünmemesine neden olabilir. Tek monitör kullanarak Toad’ı açmayı deneyin ve ekran çözünürlüğünüzü kontrol edin.
  5. Ekran Kartı ve Sürücüleri
    • Çözüm: Ekran kartı sürücülerinizin güncel olduğundan emin olun. Eski veya uyumsuz sürücüler bu tür grafiksel sorunlara neden olabilir.
  6. Cache ve Geçici Dosyalar
    • Çözüm: Toad’ın cache’ini temizlemek bazen bu tür sorunları çözebilir. Toad’ın geçici dosyalarını ve cache’ini temizlemeyi deneyin.

Detaylı Adımlar

  1. Toad’ı Kapatıp Yeniden Açma:
    • Toad’ı kapatın ve yeniden başlatın. Bu, bazı geçici sorunları çözebilir.
  2. Toolbars ve Pencereleri Kontrol Etme:
    • “View” menüsünden tüm pencerelerin ve toolbars’ların aktif olduğundan emin olun.
    • Özellikle “Data Grid” penceresinin görünür olduğundan emin olun.
  3. Preferences Ayarlarını Kontrol Etme:
    • “View” -> “Toad Options” menüsünden preferences ayarlarını kontrol edin ve gerektiğinde varsayılan ayarları geri yükleyin.
  4. TOAD’ı Yeniden Yükleme:
    • Yukarıdaki adımlar işe yaramazsa, Toad’ı kaldırıp yeniden yüklemeyi deneyin. Bu, tüm ayarları varsayılana döndürecektir.
  5. Destek Alma:
    • Toad’ın resmi destek sayfasını ziyaret ederek veya destek forumlarından yardım alarak sorununuzu çözmeye çalışın. Toad’ın destek ekibi veya kullanıcı topluluğu size daha spesifik çözümler sunabilir.

Bu adımlar, Oracle Toad’da data grid’in kaybolması sorununu çözmenize yardımcı olabilir. Eğer sorun devam ederse, daha ayrıntılı yardım almak için Toad’ın teknik destek ekibiyle iletişime geçmeniz faydalı olabilir.

Deep/Dark Web’in kapısını açan “TOR” Web Tarayıcısı


Bugün sizlerle internetin karanlık kapılarını açan TOR isimli Web Tarayıcısı hakkında konuşacağız ve onu kısaca tanımış olacağız.

TOR “The Onion Router” in kısaltması olarak bilinmektedir. Görselinde ikiye bölünmüş soğanın iç kısmı yer almaktadır. Soğanı da kestiğinizde zaten katman katman bir yapı görülmektedir. İşte tor da buna benzer.

Öncesinde nedir bu Deep/Dark Web ?

Deep/Dark web; benim deyimimle internetin sınırsız bodrum katıdır. Hani Karadenizlilerin bir tabiri vardır ya; derune en derune diye işte Dark web, internetin en derin yeridir. İllegal olmayan internetin veri büyüklüğü %5 ise deep/dark web’in içinde bulunan verilerin büyüklüğü %95’tir. Yani biz normal kullanıcılar sıradan bir web tarayıcısında araştırma yaparken internetin %5 ‘ini görebiliyoruz.

Deep/Dark web internetin sınırsız, kontrolsüz bir bölgesidir. Burada yasa dışı suç örgütleri, kiralık katiller, uyuşturucu ticareti gibi yasadışı her şeye rastlayabilirsiniz.

TOR, başlangıçta ABD hükümetinin hassas iletişimini korumak amacıyla ABD donanması tarafından geliştirilmiştir. Halen günümüzde ABD tarafından kullanılmaktadır. Günümüzde çevrim içi gizliliği koruyan ver kar amacı gütmeyen bir organizasyon olarak biliniyor.

Başlangıçta sadece ABD hükümeti tarafından kullanılan bu web tarayıcının günümüzde halka açılması şöyle yorumlanmaktadır; ABD herkesi buraya çekerek yüksek kullanıcı sayesinde direkt hedef olmamak için bu kalabalığın arasına karışarak kaybolmayı seçmiştir. Böylece daha güvenli hale gelmiştir. Yani ABD hükümeti tek başına TOR web tarayıcısını kullanmış olsaydı, direkt hedef haline gelebilecekti. Kısaca karda yürüyüp izini belli etmeyen bir yapıya geçmiş oldular.

TOR web tarayıcısında gezinirken gizliliğiniz korunur, normal web tarayıcısında devletler sizin yaptığınız aramaları takip edebilirken TOR da bu mümkün değildir. Fakat TOR’da virüs saldırılarına açık halde olduğunuz için onu kullanırken dikkat etmeyi unutmamanız gerekir.

TOR arama yaparken bir çok server üzerinden bağlantı kurduğu için normal web tarayıcılarından hız olarak yavaştır.

TOR sınırsız bir güçtür. Tor’da istediğiniz her bilgiye ulaşabilirsiniz. Burada yasadışı her şey mevcuttur. Bu da ister istemez insanların dikkatini çekmektedir.

Sıklıkla kullanılan arama motorları vasıtasıyla aranabilir olanlar buz dağının sadece görünen yüzünü oluşturuyor. İnternetin geri kalan kısmı da Derin Web, yani yüzeyin altında kalan kısmı olarak söyleyebiliriz.

Normal kullanıcıların gördüğü webi, Deep ve Dark webi bir görselle anlatacak olursak, aşağıdaki görsel bunu anlatmaktadır. Daha derine en derine inersek en tehlikeli kısım olarak nitelendirilen Dark webe ulaşırız. Buraya ulaşmak ise o kadar kolay değildir. Bunun için ek teknolojik cihazlara ihtiyaç duyulmaktadır. Normal kişisel bilgisayarınızla deep webe ulaşırken, dark web için ek cihazlara ihtiyaç duyulmaktadır.